-
1 yan yatmak
перекоси́ться, накрени́ться -
2 yan
бок (м) фланг (м)* * *1.1) бок, сторона́her yandan — со всех сторо́н, отовсю́ду
öte yandan — с друго́й стороны́
2) воен. флангyan ateşi — фла́нговый ого́нь
3) мат. часть уравне́ния ( левая или правая)2.1) боково́йyan cep — боково́й карма́н
yan kapı — бокова́я дверь
2) побо́чный3.ilâcın yan etkileri — побо́чные де́йствия лека́рства
в функции служ. имениyanına — к кому-чему
yanına oturduk — мы подсе́ли к нему́
yanıma gel — подойди́ ко мне
yanında söyledim — я сказа́л при нём
yanında taşımak — носи́ть при себе́
onun yanında benim hiç değerim yoktur — ря́дом с ним я ничего́ не сто́ю
o belge yanınızda mı? — э́тот докуме́нт при вас?
yanımdan git! — отойди́ от меня́!
••- yana- yana olmak
- sizden yanayız
- yanına almak
- annesini yanına almış
- ben seni yanıma alayım
- ama çok para veremem
- yan bakmak
- yan basmak
- yanı başında
- yanı başına
- yanına bırakmamak
- yanına komamak
- yandan bile geçmemiş
- yana çıkmak
- yan çizmek
- yan gelip oturmak
- yan gelip yatmak
- yan gelmek
- yan gözle bakmak
- yanına kâr kalmak
- yan tutmak
- yan yan bakmak
- yanına varılmaz
- yanına salâvata varılır
- yan yatmak -
3 yatmak
(yatar)1) в разн. знач. лежа́ть; ложи́тьсяyan yatmak — лежа́ть на боку́
yatar durumda — в лежа́чем положе́нии
2) Д склоня́ться, соглаша́ться; подчиня́ться; быть располо́женным к чему3) ночева́тьaçıkta yatmak — ночева́ть под откры́тым не́бом
4) сиде́ть в тюрьме́hırsızlıktan beş yıl yatmış — он отсиде́л за воровство́ пять лет
5) стоя́ть на я́кореgemi limanda yatıyor — су́дно на я́коре в порту́
6) расправля́ться, выра́вниваться; станови́ться ро́вным (гла́дким) -
4 yan gelip oturmak
= yan gelip yatmak сиде́ть сложа́ ру́ки; жить припева́ючи -
5 yan gelip yatmak
См. также в других словарях:
yan yatmak — 1) yana doğru çok eğilmek 2) sağa veya sola doğru eğilerek devrilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yan — is. 1) Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı. M. Ş. Esendal 2) Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet Yaşlı garson yanımıza geldi. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Yer 4) Üst 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yan gelip oturmak (veya yatmak) — hiçbir işle ilgilenmeyerek keyfince yaşamak El âlem kaloriferli konaklarda yan gelip otururken sen işte böyle tir tir titrersin. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
IDTICA' — Yan yatmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İCLİNBAB — Yan yatmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DAC' (DUCU') — Yan tarafını yere koyup yatmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kıvrılmak — nsz 1) Eğrilip bükülmek 2) Kıvrık bir duruma gelmek 3) Yuvarlak bir biçim almak 4) Dar bir yere büzülerek yatmak Bulunduğum yerde kıvrılıp yatmanın bir kolayını arıyordum. Y. K. Karaosmanoğlu 5) Dönmek, sapmak Ben onu görmemişçesine, gözlerimi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatışmak — nsz 1) Hızı, etkisi azalmak, aşırılığı geçmek Vapurun gürültüsü büsbütün yatıştı. R. H. Karay 2) Coşku, sinir, korku vb.nin etkisi azalmak, geçmek, sakinleşmek Nasılsın yavrum, uyuduktan sonra biraz sinirlerin yatıştı mı? S. M. Alus 3) Ayaklanma … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük